Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer alan ve sadece Bölge illerinde yaşandığı sanılan ancak gerçekte tüm bölgelerde yaygın olan çocuk evliliklerin film karelerinin aktarıldığı, ‘Evcilik’ belgeseli bugün 14.30’da 11.IF Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali kapsamında ilk kez seyirci ile buluşacak. Daha önce ‘Pipa’ya Mektubum’ isimli filmi çeken Bingöl Elmas’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Evcilik’ belgeselinde, 13-14 yaşında evlendirilen ya da evlenmek zorunda kalan çocuk gelinlerin hikayeleri yer alıyor. Çocuk gelinlere ulaşmak için 2 yıldır çalışma yapan Elmas, doğrudan kendisiyle konuşmaktan çekineceklerini düşündüğü için çeşitli kentlerde tanıdıkları insanların aracılığıyla ve sosyal hizmet uzmanları aracılığıyla çocuk gelinlere ulaşmaya çalışıyor. Belgeselde biri Almanya’da olan 4 çocuk gelin, hikayesini anlatıyor. Çocuk gelinlerin hangi kentlerden olduğunu söylemek istemeyen Elmas, bunun sadece bir bölgede yaşanan sorun olarak değil, Türkiye’nin sorunu olarak görülmesini istiyor.

Namus belasına evlilik

‘Pipa’ya Mektubum’ isimli filminin çalışmaları sırasında yaptığı okumalarda bu konuyu fark ettiğini belirten Elmas, belgeselinde erken evliliklerin asıl nedeninin görülmesini bu evliliklere neden olan ebeveynlerin çocuklarının ‘neler yaşadığını’ görmesini istediğini söylüyor. Çocuk evliliklerinin birçok sorunun başlangıcı ve sonucu olduğunu dile getiren Elmas, bunun tek bir sebebe bağlanamayacağını, yaşanılan ortam, ekonomik yapı, eğitim durumu, geleneksel yapı ve hepsini toparlayan bir namus belası kavramı olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle ‘namus’ konusuna çözüm olarak evliliğin görüldüğünü ifade eden Elmas, “Erkekler evine hizmet edecek birini arıyor. Aileler ‘bir boğaz eksilsin, bir an önce evlensin, evde ne yapacak’ deyip evlendiriyorlar.” diye belirtiyor.

Bu evliliklere neden olanlar izlesin

İstanbul’un ardından Ankara ve İzmir’de film festivallerinde de belgeselin gösterime gireceği bilgisini veren Elmas, ulaşabildiği her noktaya belgeseli ulaştırmak istiyor. Sadece kadın izleyicileri beklemediğini belirten Elmas, “Kadınlar yaşadıkları sorunun farkında. Asıl bu soruna neden olan diğer insanların, bu evliliklere neden olan ebeveynlerin görmesini amaçlıyorum. Belgesel, empati kurulması, çocukların bu evliliklerle hayatlarının neye döndüğünü insanların hissetmeleri için yapıldı” diye ekliyor.

‘Belgeselciler üstü örtülen ne varsa ortaya çıkarıyor’

‘KCK’ adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda sanatçıların gözaltına alınmasına da tepki gösteren Elmas, belgeselcilerin bu durumu daha fazla yaşamaya başlayacaklarına dikkat çekti. Belgeselcilerin, gizlenen, üstü örtülen ne kadar şey varsa ortaya çıkardığını belirten Elmas, “Nereye kadar bu operasyonları sürdürecekler. Bunlarla çok karşılaşacaklar. Hoşlarına gitmese de. Biz bunları yapacağız” diye konuşuyor.


Dört karakter ortak son

Belgesele konu olan karakterlerden biri, şizofren babasıyla yaşayan, evindeki ekonomik sıkıntılara ve huzursuzluğa dayanamayarak evden kaçan 12 yaşındaki çocuk gelin. Bingöl, evlilikten dolayı en fazla canı yanan karakterin bu karakter olduğunu söylüyor. İkinci çocuk gelin ise, arkadaşıyla kaset alışverişi yapıyor ve ailesinden birileri görünce, korkudan kaçıyor ve daha sonra evlendiriliyor. 3. karakter, çocukluğundan itibaren ‘Almancı’ olmak umuduyla yetiştirilen, alternatif bir yaşam sunulmayan çocuk gelin. 4. karakter 14 yaşındayken, eşini kaybeden ve çocuklarına bakıcı arayan 40 yaşında birine satılan çocuk gelin.