Tarlataban - Asmin Film Yapım

Film Hakkında

Tarlataban, kolektif emek ve paylaşım ile doğayla dost bir tarım etkinliğinin yapılabileceğine inanan bir grup insanın, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya gelerek oluşturduğu bir yapı. İsimlerini Tarlataban koyan grup, Boğaziçi üniversitesinin bahçesinde ekip biçmeye başladı. Varolan gıda ve tarım politikalarına itirazları ve söylecekleri vardı. Tüketim toplumunun karşısında ve alternatif bir biçim üretmeye çabalıyorlar. Yaptıklarıyla üniversite yerleşkesinde bütüncül bir değişim yaratabileceklerine inanıyorlar.

Tarlataban kolektifi, Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne odaklansa da üniversite içinden ve dışından gelen katılımcılarla devam ediyor. Filmimiz “starbucks işgali”nden doğan Tarlataban kolektifinin çalışmalarına tanıklık ediyor.

Filmi İzle

Filmden Alıntılar

Pınar: Artık insanlar marketten bir şey alırken yedikleri ürünün nereden geldiğini, arkasında nasıl bir hikâye yattığını bilmiyor. Hiç birimiz bilmiyoruz. Arkasında nasıl bir emek var, hatta nasıl bir sömürü var, hangi aşamalardan geçip o işte domates, salatalık veya işte neyse oraya geliyor. Biz bu hikâyelerden tamamen böyle izole olmuş bir biçimde, sadece tüketici olarak gidip, işte parasını ödeyip alıyoruz ve yiyiyoruz.

Cihan: 2011 sonunda okulda öğrenciler Starbucks’ı işgal etmeye karar verdiler. O sırada BÜKOOP’ la beraber yani işgalin ötesinde, okuldaki gıda sistemine nasıl müdahale edebiliriz, nasıl yeni bir alan açabiliriz diye konuşmaya başladık. O sırada tarla fikride tekrar ortaya çıktı.

Handan: İnsan lokalden başlamalı hani bir şeyleri değiştirmeye diye düşünüyorum. Dolayısıyla aslında burada yapmaya çalıştığımız şey okulda bir şey değiştirmek. Gerçekten okul çapında,kampus içinde, küçük sürdürülebilir bir şey yaratmak istiyoruz. Hani bu daha büyük bir hedef belki ama burada bunun, işte mini versiyonunu görüyoruz en azından bir başlangıç.

Amaç, Yaklaşım

Yapılaşması, kalabalığı, kaosuyla çoğu zaman bir eziyete dönüşen büyük şehirler gerçekten tek alternatifimiz mi? Ülkemizde de bilinçli ve tercih edilen kır yaşamı olabilir mi? Doğadan ayrı düşmeden, tüketim çılgınlığına kapılmadan yaşamak mümkün değil mi? Şehirli çiftçi olabilir mi? Bu gidişler, bu arayışlar bir akım ya da moda mı? Yaşamlarına tanıklık ettiğimiz insanlarla birlikte yeniden sesli düşünüyoruz. Yaşadığımız şehirleri yeniden gözden geçiriyoruz. Bize sunulan modellerin haricinde kendi rengimiz ve biçimimizle bir yaşam alanı kurmak mümkün mü sorgusunu dile getiriyoruz.

Her şeyin kent yaşamı üzerine kurgulandığı bir dünyada, bu yaşam denemeleri ütopik mi?

Temelde tanıklık metodunu kullanacağımız anlatımızda cevabını aradığımız sorularımız olacak. Bu kadar zaman büyük şehirlerde olmuş bitmiş insanların bir anda üstüne sinmiş şehirlilikten kurtulması mümkün mü? Yapılan şeyler çok önemli ancak pratik hayattaki karşılıkları nasıl ve neler barındırıyor? Doğayla hiç ya da çok az ilişki kurmuş insanlar, kırda başlangıcı nasıl yapıyorlar? Bu bir buluşma mı yoksa doğayla mücadele mi? ‘Doğanın bize değil bizim doğaya ihtiyacımız var’ her türlü durumda arkasında durulabilen bir söz mü? Doğayla sürekli savaşmış ya da mücadele etmiş toplumsal hafızalara sahip insanların bir anda başka türlü bir ilişki kurmaları mümkün mü? Şehirli çiftçi olabilir mi, bu yaşam sonradan tercih edilebilir mi?

Filmimiz merkezine ‘kırda ortaklaşa bir yaşam kurmak’ için şehirden gidenleri alıyor. Başka bir yaşam mümkün sözüne taraf da olsak bu hikâyelere bakışımız bir güzellemeye dönüşmüyor. Bu yaşam denemelerinde, varedilenlere tanıklık ettiğimiz gibi işlemeyen, yürümeyen, çelişen durumlarına da yer veriyoruz.

Ekip

TRT Belgesel Kanalı – TRT Tourism and Documentary Channel

Yönetmen, Metin Yazarı – Written and Directed by

Bingöl Elmas

Kameraman – Camera